Geçtiğimiz Çarşamba günü ABD Merkez Bankası (Fed), faiz oranlarını değiştirmeyerek %5,25-%5,50 aralığında tutarak 2001'den bu yana görülmemiş bir seviyeyi tercih etti. Amerika Birleşik Devletleri de yeniden teyit edildi 2024 yılı boyunca üç faiz indirimi yapılması öngörüsü.
Fed yetkilileri, en son para politikası toplantısında faiz indirimine yönelik herhangi bir hamlenin, enflasyonun %2 hedefi etrafında istikrar kazanma yolunda olduğuna dair güvenin yenilenmesine bağlı olacağının sinyalini verdi. Toplantının ardından yapılan açıklamada, "Enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2'ye doğru hareket ettiğine dair daha fazla güven elde edilene kadar hedefin düşürülmesinin uygun olmasını beklemiyorlar" vurgusu yapıldı.
Faiz indirimlerine ilişkin görünüm, komite üyeleri arasında ılımlı bir fikir birliğini yansıtıyor; dokuzu bu yıl üç faiz indirimi beklerken beşi iki, ikisi ise yalnızca bir faiz indirimi öngörüyor. Bu dağılım, son aylarda düşüş göstermesine rağmen halen yüksek değerlendirilen enflasyonla mücadele ihtiyacı dikkate alındığında dengeli bir temkinliliğe işaret ediyor.
Enflasyon görünümünün bu yıl %2,4'ten %2,6'ya yukarı yönlü revizyonu, 2023 için biraz daha iyimser bir tahmine rağmen tüketici fiyatlarının baskı altında kalabileceği beklentisine işaret ediyor. Fed Enflasyon risklerinin izlenmesinin önemine dikkat çekerek, “Komitenin riskler konusunda son derece dikkatli olmaya devam ettiğini” vurguladı.
Fed, faiz oranları ve enflasyonun yanı sıra ekonomik büyüme ve istihdam piyasasına ilişkin tahminlerini de ayarladı. Büyüme tahmini %2,1'e yükseltildi; bu, ekonomik dayanıklılığın olumlu bir işareti. Aynı zamanda, işsizlik oranı beklentisi de hafif bir şekilde %4'e düşürüldü; bu durum, hâlâ güçlü olan iş piyasasının ve zorluklara rağmen genişlemeye devam eden bir ekonominin yansımasıdır.
Fed'in, enflasyonla mücadele ile ekonomik büyümeyi desteklemeyi dengeleyen kademeli ve temkinli bir yaklaşımı sürdürme stratejisi, Hazine bonosu ve ipotek varlıklarındaki planlı azalmaya devam etme kararında da yinelendi. Bu hamle, hala belirsizlik arz eden bir ekonomik ortamda para politikasını normalleştirmeye yönelik devam eden çabaların bir parçası olarak görülüyor.